Casus Yazılımlar

Dinleme Cihazlari
Gizli Kameralar
Hazır Casus Telefonlar
Kablosuz Kameralar
Kamera Sistemleri
Kayıt Sistemleri
Kisisel Savunma
Sinyal Kesici Jammer
Takip cihazları
Veri Kurtarma-Silme

İLETİŞİM (9.00-23.00)

GSM: 0.536.811.23.07

TEL: 0.232.279.21.36

Ana Sayfa Biz Kimiz İş Ortaklığı Şartname Gizlilik SSS İletişim SİPARİŞ
 
MİKROKAMERALAR BASIN ODASI

 


GİZLİ DİNLEMENİN HUKUKİ PRENSİPLERİ


Gizli dinleme; telefon hattı üzerindeki sesleri gizlice dinlemeyi ve ses haricindeki çağrı tanımlama bilgilerini ele geçirmeyi kapsamaktadır.

Gizli dinleme, kişilerin özel hayatları kapsamındaki bilgilere izinsiz erişerek onların “özel hayat” haklarını ihlal eden bir durumdur. Özel hayat hakkı ya da mahremiyet hakkı olarak isimlendirilen ve gizli dinleme ile ihlal edilen bu hak, gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi milletlerarası belgelerde gerekse de hemen hemen tüm ülkelerin anayasalarında, temel haklar kategorisine konulmuştur. Esasen gizli dinlemenin bir anayasal hak ihlali olduğu; dolaylı olarak 1950 Avrupa Temel Özgürlüklerin ve İnsan Haklarının Korunması Sözleşmesinin 8. maddesinde; Amerikan Anayasasının ek 4. maddesine istinaden Amerikan Yüce Mahkemesinin 1967’de Berger ve Katz davalarında verdiği kararlarda; Kanada Anayasasının 8. maddesine istinaden Kanada Yüce Mahkemesinin 1984’de Hunter davasında verdiği kararda; İngiliz Dışişleri Bakanının 1663 yılında yayımladığı bir emirde; Alman Anayasasının 10. maddesinin ilk fıkrasında; Fransız Yüce Mahkemesinin 1994’de verdiği bir kararda; İsrail anayasasının 7. maddesinde; Türk Anayasamızın 22. maddesinde; belirtilmektedir.

Öte yandan gizli dinleme, nitelikli bazı suçların önlenmesinde ve soruşturulmasında vazgeçilmez bir yöntemdir. Özellikle organize suç şebekelerinin deşifresinde ve bu şebekelerin planladıkları suçların önlenmesinde gizli dinleme, en önemli soruşturma tekniklerinden biridir.

Yukarıdaki paragraflardan anlaşılacağı gibi gizli dinleme, devletin asayiş ve emniyeti temin etme görevi ile devletin vatandaşının mahremiyet hakkını koruma görevi arasında kurulması gereken bir denge doğrultusunda yürütülmesi gereken bir işlemdir. Bu dengenin sağlanması için gizli dinleme, belli hukuk prensiplerine uyularak yapılmalıdır.

Bu yazıda gizli dinlemenin hukuki bir yapıda icra edilebilmesi için gerekli hukuki prensipler, Türk hukuk mevzuatlarından faydalanılarak özetlenmiştir.

Gizli Dinlemenin Prensipleri

Hukuki süreç açısından gizli dinlemenin prensipleri şunlardır:
 

  • Gizli dinleme, sadece belli tipteki suçların soruşturulmasında kullanılır.
     
  • Gizli dinlemenin kullanılması için “kuvvetli belirtiler” var olmalıdır.
     
  • Gizli dinleme “son çare” olarak kullanılır.
     
  • Gizli dinleme, yargıdan alınan karara dayanılarak yürütülür.
     
  • Gizli dinleme için verilen yargı kararında, gizli dinlemenin yapılacağı süre sınırlandırılır.
     
  • Gizli dinleme esnasında dinlenilen şahsın (hedefin) suç unsuru teşkil etmeyen konuşmaları dinleme işlemi açısından “en aza” indirilmelidir.
     
  • Gizli dinleme ile elde edilen bilgiler değişmeyecek ve değiştirilemeyecek bir şekilde muhafaza edilir.
     
  • Gizli dinlemenin hitamında hedefe, dinlenildiğine dair bilgi verilir.
     
  • Yargı kararı almaksızın yapılan gizli dinlemeden elde edilen bilgiler, mahkemede delil olarak kullanılamaz.
     
  • Özel ya da tüzel kişiler, devlet görevlilerine gizli dinleme yapabilmeleri için yardım edebilir.

    Aşağıda, bu elemanların her biri, Türk mevzuatlarından istifade edilerek açıklanmıştır.

    Gizli Dinlemenin Kullanılabileceği Suçlar

    Gizli dinlemeye ilişkin yasaların çoğunda gizli dinlemenin hukuken cevaz verildiği suçlar, organize suçlar olmuştur. Türkiye’de de gizli dinleme ile ilgili mevzuatın hemen hemen tamamı, organize suç örgütleri ile mücadele amaçlı yapılan Çıkar Amaçlı Örgütlerle Mücadele Yasası’nda (ÇAÖMY) bulunmaktadır.

    ÇAÖMY’nin 2. ve 3. maddelerine göre yasada öngörülen suçları işledikleri şüphe edilenlerin ve bu suçları işleyenlere her ne suretle olursa olsun yardım yataklık veya aracılık edenlerin faaliyetleri gizli dinleme ve izlemeye alınabilir. Yasada öngörülen suçlar ise, 1. maddede, şu şekilde, ifade edilmiştir:

    “Doğrudan veya dolaylı biçimde bir kurumun, kuruluşun veya teşebbüsün yönetim ve denetimini ele geçirmek, kamu hizmetlerinde, basın ve yayın kuruluşları üzerinde, ihale, imtiyaz ve ruhsat işlemlerinde nüfuz ve denetim elde etmek, ekonomik faaliyetlerde kartel ve tröst yaratmak, madde ve eşyanın azalmasını ve darlığını, fiyatların düşmesini veya artmasını temin etmek, kendilerine veya başkalarına haksız çıkar sağlamak, seçimlerde oy elde etmek veya seçimleri engellemek maksadıyla zor veya tehdit uygulamak veya kişileri kendilerine tabi kılmaya zorlamak veya mensupları arasında her ne suretle olursa olsun açık veya gizli işbirliği yapmak suretiyle yıldırma veya korkutma veya sindirme gücünü kullanarak suç işlemek için örgüt kuranlara veya örgütü yönetenlere veya örgüt adına faaliyette bulunanlara veya bilerek hizmet yüklenenlere....” (Çıkar Amaçlı, 1999, Madde-1)

    Kuvvetli Belirtilerin Varlığı

    ÇAÖMY’nin 2. maddesine göre “İletişimin dinlenmesine veya tesbitine ilişkin kararlar, ancak kuvvetli belirtilerin varlığı halinde verilebilir.” Amerikan mevzuatında “kuvvetli belirti” unsuru yerine “makul sebep” unsuru tespit edilmiştir. Buna göre gizli dinlemeyi başlatmak için “makul sebep” oluşmalıdır.

    Son Çare Prensibi

    ÇAÖMY’nin 2. maddesine göre, “başka bir tedbir ile failin belirlenmesi, ele geçirilmesi veya suç delillerinin elde edilmesi mümkün ise, iletişimin dinlenmesine veya tespitine karar verilemez.” (Çıkar Amaçlı, 1999).

    Son-çare prensibinin amacı, dinlemenin kullanılacağı dava sayısını azaltarak, kişinin mahremiyetinin ihlal riskini azaltmaktır. Son-çare prensibine göre gizli dinleme, bir tahkikat yöntemi olarak kullanılmadan önce şu kanaatlerden en az birisine sahip olunmalıdır (Title III, 1968):
    1) Diğer tahkikat yöntemleri kullanılmış ve istenilen netice elde edilememiştir.
    2) Diğer tahkikat yöntemlerinin kullanılması durumunda istenilen netice elde edilemeyecektir.
    3) Diğer tahkikat yöntemleri denenemeyecek kadar tehlikedir.

    Son-çare prensibinin uygulanması için gerekli şartların oluşması ve bunların oluştuğuna dair makul sebebin oluşması ortama ve amaca göre değişir. Ancak, ortam ve amaç ne olursa olsun değişmeyen şey, şartların oluşması hakkındaki kanaatlerin makul desteklere dayandırılmasıdır.

    Şartların amaca göre değiştiğine örnek olarak bir narkotik operasyonunu ele alalım. Eğer amaç sokaktaki satıcıyı yakalamak ise gizli polis kullanma amaca ulaşmak için yeterli bir yöntemdir. Ancak amaç uyuşturucu şebekesinin kaynağını ve ilişkilerini bulup imha etmekse, sokak çalışması yapacak bir gizli polisten daha sofistike ve profesyonel tekniklerin kullanılması gerekir.

    Bazı ortamlarda gizli dinleme, kullanılabilecek tek yöntem olabilir. Mesela, daha önceden poliste kaydı bulunmayan bir insan kendi başına kalpazanlık yapıyorsa, polisin gizli dinleme dışında bu suçu ortaya çıkaracak etkin bir taktiği bulunmayabilir.

    Bazen polis, bir tahkikatta bilgi elde etmiştir ama tahkikata ilişkin daha fazla bilgi elde etmek için gizli dinlemeye ihtiyaç duyabilir. Bu durumda, diğer tahkikat yöntemleri kullanılmış ve -kısmen- başarılı da olmuştur, ancak yine de gizli dinlemeye ihtiyaç duyulmaktadır.BR>
    Yukarıda verilen örneklerden anlaşılacağı gibi, son-çare prensibinin uygulanması, polisin suçla mücadelede önünün kesilmemesi için oldukça esnekliğe sahip olmalıdır.

    Yargı Kararı

    ÇAÖMY’nin 2. ve 11. maddelerine, ve ilgili yönetmeliğin 8. maddesine göre, gizli dinleme kararını vermeye yetkili hakim, Devlet Güvenlik Mahkemesi yedek hakimidir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı, 24 saate kadar dinleme yapmak için izin verme yetkisine sahiptir. Yasaya göre Cumhuriyet savcısı, dinleme süresinin bitiminde veya öngörülen suçların işlendiğine ilişkin şüphe ortadan kalktığında dinlemeyi durdurtur. (Çıkar Amaçlı, 1999).

    İlgili yönetmeliğin 9. maddesine göre gizli dinleme için yapılan talep ve mahkeme kararında şu bilgiler bulunur:

    a) İletişimi dinlenecek veya tespit edilecek kişinin eğer biliniyorsa kimliği,
    b) Dinlenecek veya tespit edilecek iletişim araçlarına ait tür, numara, frekans gibi bilgiler,
    c) Kararın hangi suçun soruşturulması için istendiği, bu suça ilişkin kuvvetli belirtilerin neler olduğu,
    d) Dinleme veya tespit süresi,
    e) Gerektiği hallerde, iletişim aracına ait ve iletişimin içeriği dışında kalan kayıtların da tespit edilebileceği,
    f) Gerektiği hallerde, iletişim aracının bulunduğu yerin tespiti,
    g) Başka bir tedbir ile failin belirlenmesi, ele geçirilmesi veya suç delillerinin elde edilmesinin mümkün olmadığı hakkındaki açıklama,

    Süre

    Karar, üç aya kadar verilir ve bu süre yine üçer aylık periyotlarla fakat iki kereden fazla olmamak kaydıyla uzatılır. Bu süre, kararın ilgili güvenlik gücüne yazılı olarak tebliğinden itibaren başlar.

    Konuşmaların En Aza İndirilmesi

    Son-çare prensibi gibi en-aza indirme prensibi de dinlemenin mahremiyeti ihlal riskini en aza indirmeyi hedeflemektedir. Amerikan gizli dinleme yasasının (Title III) 2518(5). maddesine göre gizli dinleme, mahkeme kararında belirtilen sınırların dışına taşmaması için elden gelen gayret gösterilmelidir. Mahkeme kararında belirtilen sınırlardan kastedilen,
    1) Kararda ismi geçmeyen şahısların mümkün olduğunca dinlenilmemesi,
    2) Kararda isimleri belirtilen şahısların kararda belirtilmeyen suçları işlemeleri durumunda, bu bahsedilmeyen suçlardan dolayı gizli dinlemeye alınmamalarıdır.
    Gizli Dinleme İle Elde Edilen Bilgilerin Muhafazası

    Dinleme ile elde edilen delilin muhafazası, gizli dinlemeyi müteakip yapılması gereken bir yükümlülüktür. Bu muhafaza, hem elde edilen delilin gizliliği ve korunması, hem de delilin imhasının önlenmesi açısından öneme sahiptir.
    Eğer dinleme mahkeme kararında yazıldığı şekliyle yapılmamışsa; veya dinleme kararsız yapılmışsa; veya dinlenilen bilgiler, dinlemenin hitamından sonra mühürlenmemişse; veya mühürleme işlemi geciktirilmişse; elde edilen bilgiler mahkemede delil olarak ya da başka bir maksatla kullanılamaz.

    Hedefe Dinlenildiğine Dair Bilgi Verilmesi
    Hedef şahsa, gizli dinlemeye alındığına dair bilgi verilmesi konusu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde belirtilen “adil yargılanma hakkının” bir gereğidir.

    Delil Yasağı

    Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda yapılan ve (CMUK) 18.11.1992’de onanan değişiklikle delil yasağı Türk Hukuk sisteminde yer almıştır[5].

    Yasaya uygun şekilde dinlemenin yapılmadığı durumlarda, telefonunun dinlenmesi ile mağdur duruma düşen şahısa iki farklı çare sunmaktadır. Bunlardan biri usulsüz dinleme ile elde edilen delillerin mahkemede kullanılamaması (delil yasağı), diğeri de mağdurun tazminat davası açma hakkının olmasıdır.

    Madde 2518(10)’da delil yasağının uygulanacağı üç durum belirtilmiştir:
    1) Dinleme için mahkeme kararı alınmamıştır,
    2) Mahkeme kararı usule uygun değildir,
    3) Mahkeme kararında yazılanlara sadık kalınmayarak dinleme yapılmıştır.
    Gizli Dinlemenin İcrasında Özel ve Tüzel Kişilerin Devlete Yardımı

    ÇAÖM Yasasının 2. maddesine göre:

    “... iletişim kurum ve kuruluşlarında görevli veya böyle bir hizmeti vermeye yetkili olanlardan, dinleme ve kayda alma işlemlerinin yapılmasını ve bu amaçla cihazların kurulmasını istediğinde, bu istem derhal yerine getirilir...” (Çıkar Amaçlı, 1999, Mad.-2).

    Yasanın bu maddesinde, iletişim kurum ve kuruluşlarındaki görevlilerin mezkur işlemleri yerine getirmelerini ücret şartına bağlamamıştır.

    ÇAÖM Yasasının 11. maddesinde, gizli dinleme kararını vermekle yükümlü mahkemenin Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) olduğu açıkça belirtilmiştir. Öyleyse gizli dinleme kararının uygulanması ile ilgili konular, DGM’lerin kanunda belirtilen yaptırım yetkilerini de ilgilendirmektedir. Binaenaleyh 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 19. maddesi şu şekildedir:

    “Madde 19: Devlet güvenlik mahkemesi nezdinde bulunan Cumhuriyet savcısı ve Cumhuriyet savcı yardımcıları, soruşturmanın gerekli kılması halinde, geçici olarak, Devlet güvenlik mahkemesinin yargı çevresi içindeki genel ve katma bütçeli dairelere, kamu iktisadi teşebbüs ve teşekküllerine, il özel idarelerine, belediyelere, resmi ve özel bankalara ait bina, araç, gereç ve personelden yararlanmak için istemde bulunabilirler. Bu istemler, ilgili kurum ve makamlarca geciktirilmeksizin yerine getirilir. Özürsüz olarak bu istemleri zamanında yerine getirmeyen yukarıdaki kuruluşların sorumlu kişileri, bir aydan üç aya kadar hapis ve beşbin liradan az olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. TSK; kıta,karargah ve kurumlarından istemde bulunulması halinde, istem, yetkili amirlikçe değerlendirilerek yerine getirilebilir.”

    19. maddeye istinaden 17.10.2002 tarihli ve 2002\1270 sayılı Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı’nın vermiş olduğu kararda da gizli dinlemenin masrafları ile ilgili makamlardan herhangi bir ücret talep edilmeyeceği açıkça belirtilmiştir. Netice olarak Türkiye’de gerek resmi gerek özel telekomünikasyon şirketlerinin gizli dinleme konularında ücret talep etmeksizin güvenlik güçlerine yardımı yargı kararıyla da teyit edilmiş yasal bir zorunluluktur.

    Referanslar

    Çıkar Amaçlı Örgütlerle Mücadele Kanunu (4422). (1999). In A. Şafak, V. Bıçak, & A. S. Şafak (Eds.). (pp. 849-851) . Güvenlik Kuvvetleri ve Polis Mevzuatı. Ankara: Yardımcı Ofset.

    [1] Başkomiser, A.B.D.de, Elektrik-Elektronik Yük. Müh.

    [2] Telefondaki çevir sesinden meşgul tonuna, açma ve kapama sinyallerinden çevrilen ve çeviren telefon numarasına kadar olan konuşma haricindeki sinyaller çağrı tanımlama bilgisinin içindedir.

    [3] “İfade verenin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, zorla ilaç verme, yorma, aldatma, bedensel cebir ve şiddette bulunma, bazı araçlar uygulama gibi iradeyi bozan bedeni veya ruhi müdahaleler yapılamaz.

    Kanuna aykırı bir menfaat vaat edilemez.

    Yukarıdaki fıkralarda belirtilen yasak yöntemlerle elde edilen ifadeler rıza olsa dahi delil olarak değerlendirilemez.” (Ceza Muhakemeleri, m.135/a, 1929)
  • Uzsoft (c) 2010 Bilişim ve Yazılım Hizmetleri Adres: Mithatpaşa Cad. 1173-C ÖZGÜR Plaza Kat:1 Daire:104 Üçkuyular-İzmir Tel/Faks:+90.232.279.21.36 Gsm: +90.536.811.23.07  e.mail: uzsoft@uzsoftnet.com